Ekonomik getirisinden dolayı son dönemlerde üreticinin rağbet gösterdiği fıstık, başta Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Türkiye'nin 30’a yakında ilinde üretiliyor. Türkiye'nin fıstık üretiminin yüzde 85'i ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleştiriliyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep'te de bu yıl etkili olan yağışlar, fıstık ağaçlarında yararken, bu yıl “var yılı” ve ürünün şu ana kadar dolu ve yağmur gibi herhangi bir doğal felaketin de yaşanmaması nedeniyle yüksek rekolte ve daha kaliteli ürün bekleniyor.
Baklavadan yemeklere, tatlılardan çerezlere kadar hemen her alanda mutfakların değişmez lezzetleri arasında yer alan Antep fıstığında, kışın ve baharda etkili olan yağışlar sayesinde bu sezon verim artışı yaşandı.
Bu yıl bahar aylarının sonuna kadar yeterli miktarlarda suyu alan Antep fıstığı ağaçlarında meyvelerin iri ve bol olması, yüksek rekolte ve kaliteli ürün fıstık üreticilerin yüzlerini güldürüyor.
Antep fıstığı için 2020 yılının önemli olacağına dikkat çeken Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Gaziantep Şube Başkanı Ziraat Mühendisi Kenan Seçkin, İLKHA muhabirine, bu sene Antep fıstığında "var yılı" olduğunu ve rekoltenin yüksek olacağını söyledi.
Antep fıstığının, getirisi dolayısıyla bölge halkı için önemli bir tarım ürünü olduğunu ifade eden Seçkin, Türkiye'nin önemli fıstık üretim merkezlerinden Gaziantep'te ve bölge illerinde bu yıl Antep fıstığının kaliteli ve verimli olduğuna dikkat çekti.
“Antep fıstığı şehir ekonomisinin temelini oluşturan bir üründür”
Ürünün genetik yapısı nedeniyle bir yıl çok ürün, ertesi yıl az ürün verdiğini ve bunun da halk arasında "var yılı" ile "yok yılı" diye adlandırıldığını belirten Seçkin, “Antep fıstığı Gazianteplilerin tabiriyle ‘yeşil altın’ bölgenin, çiftçinin yaşayışına, beslenmesine ve gastronomisine şekil veren bir üründür. Antep fıstığı gerek sanayi alanında gerek diğer alanlarda Gaziantep ekonomisinin temelini oluşturan bir üründür. Antep fıstığı, şehrin adıyla anılan ender ürünlerden birisi. Dolayısıyla Antep fıstığı denilince bizim tüylerimiz diken diken olur. Antep fıstığını farklı bir şekilde anlatırız. Antep fıstığı kelime anlamı olarak da insanları cezbeden bir anlama sahiptir. Antep fıstığı albenisi olan ekstra bir üründür. Antep fıstığı denince bitkilerin kraliçesi, en sempatisi, en lezzetlisi ve en tatlısı akla gelir. Bundan dolayı da Antep fıstığı Gaziantep tarihine ve kültürüne öyle bir yön vermiştir.” dedi.
“Gaziantep’te toplam arazi varlığının yüzde 80’i dikili tarımdır”
Antep fıstığının bölge halkının en önemli geçim kaynağı olduğunu ifade eden Seçkin, “Gaziantep’te toplam arazi varlığının yüzde 80’i dikili tarımdır. Yani Antep fıstığı Maksibet ekilidir. Geri kalan kısmı da zeytin, hububat ve diğer ürünlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla Antep fıstığı şehrin ekonomisine, kültürüne, tarihine ve insanının yaşayışına yön veren bir üründür. Antep ve Antep fıstığı iç içedir. Birbirinden ayrılmaz kültür mozaiği şeklinde günümüze kadar süregelmiştir.” diye konuştu.
“Antep fıstığında bu yıl tarihin en yüksek rekoltesi bekleniyor”
Antep fıstığında bu yıl tarihi yüksek rekolte beklediklerini belirten Seçkin, şunları söyledi: “Tarihin en yüksek fıstığı bu yıl bekleniyor. Gaziantep’te her yıl çeşitli doğal afetlerden dolayı verim kayıpları oluyordu ve Antep fıstığı periyodisite gösteren bir üründür. Halk arasında periyodisiteye ‘var yılı’ ve ‘yok yılı’ denilir. Yani bir yıl Antep fıstığı vardır, bir yıl yoktur. Dolayısıyla bu yıl ‘var yılı’ Antep fıstığında hiç bir doğal afet yaşamadık. Dolayısıyla Antep fıstığı hiçbir zarar görmedi. Şu anda tarihin en yüksek rekoltesini bu yıl yaşayacağız diye tahmin ediyoruz.”
“Antep fıstığında fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmelidir”
Yaklaşık 200 bin ton civarında Antep fıstığı rekoltesi beklediklerini aktaran Seçkin, “Ülkemizde bu yıl Antep fıstığı üreticisinin yüzünün güleceğini temenni ediyoruz. Fakat şunu hiçbir zaman unutmayalım ‘var yılı’ ve ‘yok yılı’ rekolte yüksek ama fıstık üreticisinin kazanması piyasadaki fiyat dalgalanmalarına önüne geçilmesi ile mümkün olacaktır. ‘Var yılı’nda hemen depocular, spekülatif alımlar yaparak fiyatları aşağı çekiyorlar. Fiyatları aşağı çektikten sonra kendi alımlarını yapıyorlar. Çiftçinin elinden fıstık çıktıktan sonra tekrar hak ettiği değere yükseltiyorlar. Temennimiz fıstığın, Gaziantep Ticaret Borsası lisanslı depoculuk kurdu. Gerektiği zaman Ticaret Borsası veya Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bu duruma müdahale etmesi ve fıstığın maliyetinin altına satılmasını engellemelidir. Yeri geldi, Antep fıstığını kabak çekirdeğinden daha ucuza yedik. Bundan gerektiğinde müdahale alımlarının yapılması ve Antep fıstığının piyasada sabit bir fiyatı olsun.” diye konuştu.
“Antep fıstığı üreticisi mağdur edilmemelidir”
Antep fıstığı fiyatlarındaki dalgalanmaların önüne geçilmesi ve çiftçiden de ürününün ucuz alınmasının engellenmesi gerektiğini belirten Seçkin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Evet, bu yıl Antep fıstığı çiftçisinin yüzünü güldürecek. Çiftçi bu yıl kazanacak ve beklentimiz ise bu yöndedir. Ama bu gülme hep bir tebessüm şeklinde olmasın. Çünkü Antep fıstığında yaşanan bu fiyat dalgalanmaları gülmeyi tebessüme çeviriyor. Çiftçinin yüzünün gülmesinin devam ettirilebilmesi için mutlaka fiyat dengesinin sağlamamız lazım. Aksi takdirde fiyat dalgalanmaları bazen çiftçi için büyük kayıplara ve canının yanmasına neden oluyor. Antep fıstığı üreticisi kazanıyor. Antep fıstığı alın terini toprağa döken çiftçisine kazandırıyor