Türkiye’nin büyümede önemli unsur olarak gördüğü ve artırmaya çalıştığı yabancı doğrudan yatırımlarda son dönemde yatay seyir, hatta azalma yönünde eğilim bulunuyor.
Gelen yatırımların önemli bir kısmı da gayrimenkul yatırımlarından oluşuyor. Diğer yandan, Türkiye’den yurtdışına giden doğrudan yatırımlarda ise artış eğilimi devam ediyor.
Bir ülkeden yurtdışına yapılan doğrudan yatırımın, o ülkeye yapılan doğrudan yatırıma oranına yönelik basit hesaplama, ülkenin yatırım ortamına ilişkin göstergelerden biri olarak kabul ediliyor.
Her ne kadar, yabancı yatırımlar iç pazarın durumundan teşviklere, ülkenin coğrafi konumundan işgücü yeteneklerine kadar çok geniş bir yelpazedeki değişkenlerden etkilense de genel olarak yabancı doğrudan yatırım çekmek isteyen bir ülkede bu oranın düşük olması bekleniyor.
Giden yatırımın gelen yatırıma oranı yükseliş eğiliminde
Dünya gazetesinden Mehmet Kaya'nın haberine göre 2006 yılı sonrası verilere bakıldığında, Türkiye’de küresel krizde yükselse de giden yatırımın, gelen yatırıma oranının yüzde 10’lu seviyelerde kaldığı gözleniyor. Türkiye’nin ciddi siyasi kriz yaşadığı 2013 sonu ve 2014 yılının bu oranda yüzde 50’nin üzerine çıkıldığı tek yıl olması dikkat çekiyor.
Türkiye’de ekonomik performansın yüksek olduğu 2002 ile küresel kriz arasındaki dönemde giden yatırım, gelen yatırım oranı ortalaması yüzde 10’lu seviyelerde seyretmişti.
TEPAV daha önce yaptığı çalışmalarda yüksek ekonomik performans gösterilen 2002-2007 döneminde ortalamada yüzde 15,7’lik oran olduğunu belirtmişti. Küresel krizle başlayan siyasi sorunların da yaşandığı dönem olan 2008-2019 döneminde ise ortalama yüzde 24’lü seviyeler görüldü.
Son dönemde ise istisna sayılabilecek 2014 yılı hariç, giden yatırımların, gelen yatırımlara oranı sürekli olarak artış gösterdi. Nihayet 2019’da yüzde 40’ın üzerine çıktı. 2021 yılının ilk döneminde de yüzde 40’ın üzerindeki seyir devam etti.