Özdebir, ASO'nun şubat ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının en ağır etkisinin iş gücü piyasalarında görüldüğünü, kısmi kapanma, talep düşüşü gibi etkenlerin ekonominin istihdam yaratma kapasitesini önemli ölçüde düşürdüğünü bildirdi.
Kayıt dışı istihdam ve gençler arasındaki istihdam oranlarının yüksek olduğunu da ifade eden Özdebir, "İvedi bir şekilde insan kaynağı planlamasına ihtiyacımız vardır. Ülke olarak, insan kaynağı planlarımızı hem mevcut ihtiyaçlar hem de gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre yapmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Makroekonomik sorunların kalıcı olarak çözülmesi için öncelikle enflasyonun düşürülmesi gerektiğine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti:
"Son dönemde enflasyonla mücadelede Merkez Bankasının kararlı bir şekilde parasal sıkılaştırmaya gitmesi, beklentilerin yönetimi açısından olumlu sonuçlar verecektir. Merkez Bankasının son dönemde atmış olduğu adımlar önemli ve yerinde olup, piyasa güvenini tam olarak sağlayana kadar bu tür adımlara devam etmesi daha faydalı olacaktır. Eğer bütünleyici bir yaklaşımla devam edilmesi düşünülüyorsa, özellikle reel sektörü koruyacak biçimde ek tedbirler alınması gerekmektedir. Merkez Bankasının özellikle üretimin devamlılığı açısından reel sektörün korunacağı bir para politikasına ağırlık vermesi gereklidir. Bu minvalde, cari açık veren ekonomik büyüme yaklaşımından vazgeçilmesi, kırılganlıkların önlenmesi ve güçlü bir Merkez Bankası için döviz rezervlerinin yeterli seviyeye çıkartılması ve ülke ekonomisinde tasarrufların artırılması gerekir."
Ekonomideki canlanma eğilimlerinin güçlü şekilde devam ettiğini vurgulayan Özdebir, sanayi üretimi ve perakende satış hacmindeki artışın, hem 4. çeyrek büyüme rakamı hem de gelecek aylar için olumlu sinyaller verdiğini belirtti.
Özdebir, dördüncü çeyrekte tahminlerden daha güçlü bir büyüme performansı beklendiğine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:
"2020 yılında dünyanın en yüksek büyüme oranına ulaşmamız mümkün gözüküyor. Tahminlerime göre dördüncü çeyreği yüzde 7 seviyesinin üzerinde, 2020 yılının tamamını ise yüzde 2'nin üzerinde pozitif bir büyümeyle kapatacağımızı düşünüyorum. 2021 yılının Türkiye ekonomisi için düzeltme ve toparlanma yılı olacağını düşünüyorum. Bu yıl genelinde yüzde 5 seviyesinde bir büyüme performansı ortaya koymamız mümkün gözüküyor."