Merak edilen konu hakkında bir açıklama yapan Toyota Türkiye CEO'su Ali Haydar Bozkurt, bir aksilik yaşanmazsa fabrikaların ekim-kasım gibi taleplere yetişmeye başlayacaklarını söyledi.
Kredi faizlerinin düşmesiyle otomobil piyasasında hareketlilik başladı. Kısa sürede bayilerdeki sıfır otomobil stokları tükendi. Koronavirüs salgını nedeniyle üretimi durduran fabrikalarda daha tam kapasite çalışmaya başlamayınca piyasada sıfır otomobil kalmadı ve vatandaş mecburen ikinci el otomobillere yöneldi. Hal böyle olunca da ikinci el otomobil fiyatları sıfırlarla yarışır hale geldi. Herkes sıfır otomobillerin piyasaya ne zaman gireceğini merak ederken Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, merak edilen konu hakkında bir açıklama yaptı.
"TAM KAPASİTE ÇALIŞILMADIĞI İÇİN TALEP KARŞILANAMIYOR"
Pandemi nedeniyle dünyada üretimin bir süre durduğunu ancak talebin devam ettiğini aktaran Bozkurt, "Bence pandemi sürecini Türkiye'de daha dikkatli yönettik. Bizde alınan önlemlerin bir çoğunu bizden çok sonra almış diğer ülkeler. Dolayısıyla Avrupa'da vakalar hızla büyüdü. Böyle olunca Avrupa, hastalıkla daha fazla boğuşurken, araç alımı gibi bir eğilim yokken Türkiye'de talep başladı. Elde olanlar satıldı. Üretim yavaş yavaş başladı. Tam kapasite çalışamıyorlar. Vardiyalı çalışıyorlar. Sosyal mesafeye dikkat ederek çalışıyorlar. Bu nedenle de tam kapasiteli üretim yok. Yarım kapasite gibi düşünebiliriz. Dolayısıyla bu talep karşılanamıyor" diye konuştu.
"EKİM-KASIM GİBİ SIFIR ARAÇLAR PİYASAYA GİRMEYE BAŞLAR"
Birikmiş birkaç senenin talebinin yanı sıra bu senenin talebi de eklenince müşterilerin 2-3 ay araç beklemek zorunda kaldığını belirten Bozkurt, "Bu durum çok uzun sürmez gibi hissediyorum. Eylül-ekimden sonra korkulduğu gibi ikinci dalga olmazsa, fabrikalar üretimi durdurmazsa, eylül-ekimden sonra tam kapasiteye geçilirse, ekim-kasım gibi talebe yetişmeye başlarlar. Şu anki fotoğraf onu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
"FIRSATÇILIK VAR PİYASADA"
Sıfır araç bulunurluğunda yaşanan sıkıntının ikinci el de dahil olmak üzere fiyatları etkilemesine ilişkin soruları da yanıtlayan Bozkurt, "Burada tabii şu var; fırsatçılıklar var piyasada. Nasıl var? Piyasadaki ikinci el araç fiyatlarının artması distribütörlere, bayilere soruluyor. İkinci el araç piyasası bizim işimiz değil. Biz sıfır araç satarız. Sokaktaki vatandaş arabasını istediği fiyata ilana koyuyor. Koyabilir. Serbest piyasa... O fiyata satar veya satamaz. O fiyata da çıkıp biri alıyorsa ona da kimse bir şey diyemez. Ama ikinci el piyasasındaki gelişmenin muhatabı distribütörler değil. 'Sıfır bulunmadığı için ikinci el fiyatları artıyor' deniliyor. Bunun çok az etkisi olduğunu düşünüyorum.
Sadece otomobilde değil, her üründe ikinci el fiyatı sıfıra göre belirlenir zaten. Bugünlerde yaşanan sıkıntı şu; firmalar ikinci elin artmasına neden etki edemez biliyor musunuz? Bayinin elindeki aracın bir liste fiyatı var. Liste fiyatından satılır araba. Ama bazıları arabasını satın aldıktan sonra üzerine 20 bin lira fark koyarak ilana koyuyorsa bizim elimizden bir şey gelmiyor. Çözüm; ikinci el alım-satımıyla ilgili bir düzenleme var. Bu düzenleme, uzun zamandır erteleniyor. Bu yasanın bir an önce çıkması lazım. Bayi fiyatını söylüyor, satıyor. Ertesi gün alan kişi fırsatçılık yapıyor. Bayi bunu anlayamaz. Takip de edemeyiz bunu. Ancak bu fırsatçılığı engellemek için bu düzenleme devreye girse ikinci eldeki başı bozuklukların hemen önüne geçeriz. Bence o konu daha fazla ertelenmemeli" dedi.
"YILLAR BAZINDA OTOMOBİLİN FİYATI EURO BAZINDA AYNI KALMIŞ"
Ali Haydar Bozkurt, sıfır araç fiyatlarının artışından da çok şikayet bulunduğunun farkında olduklarını aktararak, şöyle devam etti:
"'Distribütör firmalar fırsatçılık mı yapıyor?' diye düşünülüyor. Çok rekabetçi bir sektördeyiz. Rekabetçi olmak için fiyatını olabildiğince aşağıda tutmaya çalışıyor firmalar. Zaten fiyatı afaki bir şekilde artırırsa firma ürünü satamaz. Otomobil sektöründe fiyatı belirleyen şey euro kurudur. Yeni araçlar, o günün kuru neyse o fiyattan geliyor. 2016 ve 2017 yılına baktığımızda, mesela Corolla modelinin liste satış fiyatı neyse o günkü euro kuruna bölerek baktık. Bu araç o zaman 23 bin euro civarındaydı. Yani 3 senelik fiyatlara bakıyorum, bu araç 23 bin euro civarında. Yani aslında baktığınız zaman yıllar bazında bu ürün euro bazında aynı kalmış, şimdi de aynı... Örnek vereyim; 2017 yılı mart ayında Corolla 1.6'nın kampanyalı indirimli liste fiyatı 23 bin 919 euro, yani o günkü kura bölüyorum 3,83'müş kur. Arabanın fiyatı 91 bin 750 liraymış. Bu arabanın birebir aynısı yıllar geçtiği için tabii bulunamıyor, araçlar değişiyor. Bu arabanın bugünkü fiyatı (birebir aynısı değil) 186 bin 950 TL. Kur, 8,16 TL. Euro bazında ise 22 bin 903 euro. Aracın 3,5 yıl içindeki seyrini söylüyorum. Hani diyorlar ya 'kur bu kadar artmadı ki araba niye arttı?'. Bu arabaya ilave ekipmanlar koydukça bize hep euro bazında da zam yapmış üretici. Buna rağmen bu aracın fiyatı euro bazında aynı seyrini korumuş. Bir sebep daha var. Araçların fiyatlarını kafamıza göre artıramayız. ÖTV bareminden dolayı biz fiyatları artıramayız. ÖTV baremleri var. 1 lira geçtiği anda araç bir üst ÖTV baremine geçiyor, bir bakıyorsunuz bu 1 lira yüzünden arabanın fiyatı birden 20 bin lira artıyor."
"KONUYA TAM HAKİM OLMADAN YORUM YAPIYORLAR"
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO'su Bozkurt, üreticilerin yansıtmak istediği zamları sürekli ertelediklerini ancak bir noktadan sonra mecburen zam yapıldığını söyledi.
Otomotiv sektörünün dolara göre değil, euroya göre alıp-sattığına dikkati çeken Bozkurt, "Eleştirileri okuyorum sosyal medyada. Kavramlar çok birbirine karışıyor. 'Araç yok' diyoruz. 'Araç var ama yok diyorsunuz' diyorlar. Neden yok diyelim. Otomobil satmaya çalışıyoruz. Bizim çok şeffaf bir sistemimiz var. Devletin ilgili kurumları bizi sürekli denetlemeye geliyor, tüm stokumuzu, her şeyimizi görüyor. Konuya tam hakim olmadan yorum yapıyorlar. 1-2 aylık kıyaslamalarda hata olabilir. Üretici bir zam yapmış olabiliyor. Markanın o modeli artık kaçınılmaz olarak ÖTV baremine takılıyor. Bir üst dilime geçiyor. Dolayısıyla fiyat ÖTV'den dolayı artıyor. Birden son rakama 15-20 bin lira ek fiyat yansıyor. Vatandaş, bu detayları bilmiyor arka planda." ifadelerini kullandı.
"BEN OLSAM 2 AY BEKLER BAYİDEN SIFIRINI ALIRIM"
Piyasadaki fırsatçılara taviz verilmemesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt, şunları kaydetti:
"Fırsatçılardan bahsettiniz. Bayiden aldığı arabayı 20-30 bin lira karla satmaya çalışıyor. İlana koyuyor. Arada bir o fiyata satan da çıkabilir. Bir arabanın fiyatı 180 bin lira ise diğer araba 200 bin liradan ilanda varsa... Neden alayım daha yükseğini. Gider beklerim 2 ay bayiden sıfırını alırım. Bu ikinci el satış işinin düzenlenmesi lazım. Hem bizim için hem müşteri için hem de ikinci el işi yapan galeriler de bıktılar bu fırsatçılardan. Çantacılık yapan, hiçbir sorumluluğu olmayan, 1 kuruş vergi ödemeyen kişiler fırsatçılık yapıyor. İkinci el işi yapan ciddi firmalar da bıktı. Firmalar aracın arkasında duruyor. Sokaktaki çantacı diye tabir ettiğimiz adamlar aracı sattıktan sonra ortada yoklar. Bu yasal düzenlemenin hızlıca hayata geçmesi bu tür fırsatçılıkların önünü keser. Yetki belgesi konusunun ertelenmemesi çok önemli. Vatandaşın bir nefes alması lazım."
Toyota özelinde araç bulunurluk durumunu da paylaşan Bozkurt, "Hazirandan itibaren üretim cevap vermeye başladı. Ancak şu anda hala 2 ay bekleme süresi devam ediyor. Ağustos ayında Toyota'da fabrika bakım arası olacak. Ağustosta temmuza göre bir tık daha az araç alabileceğiz. Ancak eylül ayında rahatlama görülüyor şu anda bizim markamızda. Ancak Allah korusun 3 hafta sonra bir pandemi artar, birdenbire fabrikada üretim yavaşlar, onu bilemiyoruz. Ama şu anda bizim planımızda eylülde rahatlama görülüyor ama eylülde bütün talepleri çözemeyiz. Bir kısım yine ekime kayabilir." şeklinde konuştu.