ALMANYA’NIN KRALI
Adam bu işsizlikte en kral işi bulmuş…
Almanya’nın Kralı, Kral Peter olmuş…
Peter Fitzek.
Kraldan çok karateciye benzese de parası, bankası, pasaportu, sağlık planı adamın her şeyi var.
Adam kral…
Saçında atkuyruğu, sevgilisi bile var.
Kral elbiseleri gibi bir elbise giymiş, kürklü filan. Önünde eğilenler…
Yasadışı banka işletmekten hapis cezası almış, ne gam…
Adam Kral…
Bankasına mevduat topluyor…
Yatıranlar da var herhalde ki, dolandırıcılıktan davaları sürüyor.
Bir defa Frankfurt’ta bir otel lobisinde, komedyen bir grup ile yumruk yumruğa, turistlerin önünde kavgaya tutuşsa da adam kendinden menkul kral.
Meğer Almanya’da bugünkü Almanya’yı tanımayan Reichbürgers diye bir hareket varmış. Bu hareket vergi vermeyip, kendi pasaportlarını basan ve mahkemeleri sürekli meşgul eden bir hareketmiş. YouTube kanalları ile de araları oldukça iyiymiş.
19 bin kişi veya biraz daha fazlası, Rothschild ailesi Almanya’yı bir şirket gibi kullanıyor gerçek Almanya bu değil kafasındaymış. Var olan Almanya’yı kabul etmezlermiş. Onlara göre, Covid-19 da Almanların kafasına bioalgılayıcı takmak için Rockefeller’in virüsü doğal olarak…
Aklımda yanlış kalmadıysa, bir ara bizim Almanya’daki işçiler de İngiltere’de, saçma sapan törenlerle onlara para karşılığı lord, baron, dük gibi sahte asalet ünvanları veren İngilizlerin tuzağına düşüyordu.
Asil bir ortamda fotoğrafların çekilmesi, yaldızlı asalet belgeleri filan…
“Efendim bendeniz aslen Çemişgezek’tenim ama şimdi baron oldum, karım da barones…”
Bir kaç kuruş para kazanmış işçilerimizin asalet merakı bir yana…
İşverenlerimiz de meraklıdır böyle işlere.
Bir büyük şehrimizde, bir akıllının her yıl büyük bir otelde bir tören düzenleyip, şirketlere “yılın şirketi” sertifikaları dağıtıp, sattığı davetiyelerle para kazandığını da bilmiyor muyuz…
Hep başkalarına çamur atmayalım. Bu satırların yazarı da, “Faturalarınızı düzenli ödediğiniz için size forma hediye edeceğiz, hangi takımı tutuyorsunuz, hangi beden?” diyen telefondaki bayan inanmamış, karısı kapıya gelen fahiş fiyatlı kargoyu kapıdan kovalamamış mıydı…
Neyse bunları fazla kurcalamayalım şimdi…
Bu ve benzeri konularda en fazla neye kızıyoruz biliyor musunuz…
Giriş ekonomi kitaplarında “homo ecomonicus”tan, rasyonel insandan söz edenlere.
Sanki kendileri çok rasyonellermiş gibi…