Nerede Kaldı Liyakat!
Borsaya kote olan firmalar, kendileriyle ilgili her türlü bilgiyi KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) bildirmek zorundadır.
Bu bildirimler kimi zaman ticari faaliyetlerle ilgili yeni bir anlaşma, yeni bir müşteri, alınan bir sipariş yada dönem sonlarında açıklanan bir bilanço şeklinde olur,
Kimi zaman da yönetim kurullarında olan bir atama, değişiklik vs şeklinde bildirimler olur.
Hafta sonu borsaya, yani KAP’a üst üste bildirimler geldi kamu bankalarından.
Yönetim kurullarında gerçekleşen değişikliklerle ilgili duyuru bildirimleriydi bunlar.
Daha açık söylemek gerekirse, Vakıfbank’ın, Halkbank’ın ve Ziraat Bankasının yönetim Kurullarına yeni isimler atanmıştı.
Gelen linkleri tıklayıp bildirimlerin detaylarını okuduğumuzda;
Spor Bakanı Yardımcısı efsane güreşçi Hamza Yerlikaya’nın Vakıfbank yönetimine,
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve ekonomi yazarı Profesör Kerem Alkin’in ’in Halkbank yönetimine,
Eski Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın Ziraat Bankası yönetimine atandığını öğrendik.
Vatana millete hayırlı olsun.
BÖYLE GELDİ BÖYLE Mİ GİDECEK?
Hayırlı olsun olmasına da, bu atamalara taaa kalu beladan bu yana çok anlam veremem ben. Sık sık ta olur bu tarz siyasi atamalar. Siyasi iradenin zikri fikri ne olursa olsun, böyle gelmiştir, böyle de gitmektedir.
Elbet devlet büyüklerimizin bir bildikleri vardır, bu atananlar tecrübelerini ilgili kurumlara aktarıp, daha rantabl olmasına yönelik tavsiye ve temennilerini ileteceklerdir diye iyi niyetli olmaya çalışıyoruz ama, atanan isimlere bakıldığında çokta öyle ilgili kurumun, burada ise ilgili bankanın geleceğine, karlılığına, yapılanmasına, yeniliklerine bir katkı koyacak bilgi ve birikim ehli olmadıklarını fark ediyoruz.
Üstelik bunu sosyal medyada bu işlerle hiç alakası olmayan, ekonomik gösterge ve gelişmelerle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların da fark ettiğini, ve bu atanan isimlere ve atama kararlarına taraflı tarafsız, partili-partisiz genel bir tepki hareketinin olduğunu görebiliyoruz.
Şaşırmamak elde değil gerçekten. Bir otorite de çıkıp bunu bize izah etsin. Bu adamlar niçin buradalar!
Elbette; denge-menge tarzı bir takım izahı vardır bu işlerin ama, bu atanan zatı muhteremlerin alacakları maaş öyle yada böyle vatandaşın cebinden çıkıyor, yada vatandaşın cebine girmesi gereken paradan kesilerek veriliyor.
Öyle sembolik bir huzur hakkından falan da bahsetmiyorum hani. Az buz rakamlar değil. En okkalısından maaşlar bunlar.
Atananlar eğer kamu görevlisiyse, yani zaten devlette bir yerlerde maaş alıyorlarsa 12.530 TL, yok hiç kamuda görev almayıp direkt özel sektörden atanıyorlarsa 22.500 TL maaş alacaklar.
Bu durumda her aybaşı geldiğinde,
Hamza Yerlikaya’ya 12,530 TL
Ebubekir Şahin’e 12.530 TL,
Kerem Alkin’e 22.500 TL, ve
Veysi Kaynak’a 22.500 TL hesaplarına ödeme yapılacak bu ilgili bankalar tarafından.
Bu ve benzeri sayısız atama kararlarında, elbette yönetim kuruluna seçildikleri kurumlarında mesai harcayan, katkı koyan, değer üreten değerli isimler de vardır, ancak genel tabloya baktığımızda aslolan amacın bu olmadığı ayan beyan bellidir.
İkinci, üçüncü ve hatta kimi zaman bilmem kaçıncı maaşını da alsın diye atanan isimler sadece bunlarla sınırlı olsa, hadi neyse diyelim de, ya diğerleri!
Ya diğer tüm kurumların yönetiminde olan liyakatsız isimler,
Ya İş Bankasının yönetiminde el kaldırıp indiren, siyasi isimler,
Ya belediyelerin sayısız kuruluşlarında, göstermelik bulunup, hiçbir çaba göstermeden, emek harcamadan huzur hakkı alan binlerce siyasi…
Bu da bardağın boş tarafı. Gözümüze gözümüze sokuldu bu boş kısım bu hafta sonu.
Önce, bankalar tarafından, yeni atanan yönetim kurulu üyelerinin KAP’ a bildirimi, Hamza Yerlikaya üzerinden, sosyal medyada yapılan polemik, ulusal medyada benzer haberler, bugün bu boş kısmı görmemize neden oldu.
Gerek var mıydı!
İlla da liyakat, liyakat, liyakat…
Olcay Mercan 4 Yıl Önce
Hamza Yerlikaya'nın ilkokul mezunu olduğu söyleniyor Doğrumu acaba?